Bursa'nın doğusunda, yaklaşık 166 bin 450 dekar büyüklüğündeki Yenişehir Ovası'nın tarımsal sulama kanalları zehir akıyor. Binlerce balığın öldüğü derelerde su kaplumbağaları da can çekişiyor.

Hem yurt içi hem de yurt dışı tarımsal ürün ihracatında öne çıkan Yenişehir'in dereleri alarm veriyor.

Binlerce dönüm tarım arazisini de sulayan dereler evsel atıklar ve iddiaya göre sanayi kuruluşlarının zehirli ve kirli atıklarına maruz kalıyor.

Yenişehir'e bağlı Marmaracık Mahallesi'nin hemen altında bulunan 'Marmaracık Deresi', kimyasal atıklarla doldu.

Çevre mahallelerin kanalizasyon ve fosseptik atıklarının da aktığı iddia edilen dereye bir de sanayi kuruluşlarının kimyasal atıkları eklenince çevre katliamı kaçınılmaz olmuş.

DERELERDEN ZEHİR AKIYOR

Yüzlerce balığın öldüğü derede, kaplumbağalar da can çekişiyor.

Derenin rengi zaman zaman dondurulmuş gıda üretimi yaptığı belirtilen firmanın işlediği ürünün rengine boyanıyor.

Tarım arazilerinin sulandığı derede, çevre katliamına göz yumulması tepki çekiyor.

Duyarlı vatandaşlar Tarım ve Orman Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkililerini göreve çağırıyor.

YÜZLERCE BALIK ÖLDÜ

Yaklaşık bir ay önce dereden balık tuttuklarını belirten çevre sakinlerinden Sadettin Duyar, " Biz zamanında buralardan balık tutardık. Geçen hafta geldiğimde yüzlerce balığın öldüğünü gördük. Dereden akan pis su nedeniyle kokudan geçilmiyor. Yüzlerce balık öldü. Hiçbir denetim yok. Bu zehirli suların aktığı dereden zaman zaman tarlalarda sulanıyor. Yetkililer bir an önce tedbir almasını istiyoruz" dedi.

"BALIKLAR ÖLÜRSE İNSANLAR DA ÖLÜR"

Benzer bir tepki de akademik odalardan geldi. Bursa Veteriner Hekimleri Odası Genel Sekreteri Melike Baysal, derelerdeki çevre katliamlarına dikkat çekti.

Baysal, çevre kirliliği ve balık ölümleri ile ilgili şunları söyleri;

"İnsanlar bir süre sonra içecek su yiyecek gıdaya ulamakta zorlanacaklar. Sanki bunun farkında değilmişiz gibi davranıyoruz. Bu sadece Marmaracıktaki ya da Marmaracıktaki bir fabrikanın kirlettiği dere problem değil. O derede eğer balık ölüyorsa o derenin ulaştığı tüm sularda, etkilediği tüm topraklarda sorun var demektir. Balıklar ölüyorsa eğer insanlarda ölecek demektir. Bunu hem hayvan boyutuyla aslında düşündüğümüzde canımızın yanması gerekir.

İnsan dışındaki canlıların yaşamlarına saygı duymadığımız bir süreci yaşıyoruz. Hem de o canlılardan, insan sağlığının çevre sağlığının nasıl etkilendiğini düşünmemiz gerekir. Denetimlerin yapıldığını düşünmek istiyoruz. Bu sularda tarlaların sulandığını da düşündüğümüzde, bu tarlalarda üretim yapıldığını, bunun pazarlara geldiğini düşünsek bile aslında birkaç sene sonra o tarlalarda üretim yapılacağını da görüyoruz"