gaziantep escort
Bugun...


Hayati Alkış

facebook-paylas
Güle Oynaya Londra!..
Tarih: 15-07-2023 20:13:00 Güncelleme: 15-07-2023 20:15:00


Yaklaşık on gündür Londra’dayız. Burada yaşamakta olan kızım ve damadım ile hasret gidermek niyetiyle geldik.
Londra, enteresan bir şehir. Yeryüzünde varlığını bildiğimiz ne kadar toplum varsa her birinden örnekler karşınıza çıkıyor. Caddelerde çoğunluk, koyu kahve tenleriyle sömürge ülkelerden gelmiş kişilerden oluşuyor. Her gittiğiniz yerde onlara rastlıyorsunuz. Yardımcı eleman konumunda genellikle onlar var.
Londra’ya indiğimizde, gümrük kontrolünden itibaren güler yüzüyle ‘welcome’ ( hoşgeldiniz) sözcüğünü sevimli bir görevliden işitmek çok hoşuma gitmiş, tatilimiz güzel başlıyor galiba demiştim.
Burada toplu ulaşım en çok ‘underground’ diye adlandırılan bizim metro dediğimiz sistemle yapılıyor. Bir de, iki katlı meşhur kırmızı Londra otobüsleri var. Özel araçların sayısı çok az. Çünkü onlar trafiğe çıktığında ayrıca ek vergi alınıyormuş. Bu nedenle çoğunluk tercih etmiyor, şehir trafiği de oldukça rahatlıyor tabii ki.
Ulaşımda tercih edilen diğer yöntem taksi. Ülkemizde olduğu gibi, burada da normal taksi sistemi var ama insanlar Uber gibi ulaşım yöntemlerine daha sıcak bakıyor. Siz telefon uygulaması üzerinden, gitmek istediğiniz adresi yazıyorsunuz. O an bulunduğunuz konum da sistemde görünüyor. En yakınınızda olan bir taksi sizinle irtibata geçiyor. Kredi kartınızla sisteme ödemenizi yapıyorsunuz. Direksiyondaki sürücüyle ödeme konusunda hiçbir ilişkiniz olmadığından kandırılma endişesi ortadan kalkmış oluyor.
Londra’da, birçok defa Uber’li taksilere binmemiz gerekti. Özellikle dikkatime takılan, her sürücünün farklı bir ülkeden buraya gelmiş olmasıydı. Romanyalı ile başladık sırasıyla Afganistanlı, Bangladeşli ve Arnavutluklu dostlar kazandık ama en Önemlisi araçtan inerken bizi uğurlayan İranlı sürücünün Atatürk’ü öven sözleri oldu. Çok duygulandık.
Uber sistemini hatırlayacaksınız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu uygulamayı faaliyete geçirmek için çok çaba sarfetmiş ama gerek Taksiciler Odası gerekse hükümet tarafından yoğun bir engellemeyle karşılaşmıştı. Artık pek konusu edilmiyor, ne yazık ki!..
Ertesi gün Londra maceramıza merhaba dedik. Ilk ziyaret bölgesi “Trafalgar Meydanı” oldu. Her biri ayrı yazı konusu olabilecek sayısız örneklerle karşılaştım. “Picadilly Meydanı” da öyle…
Burası enteresan bir şehir. Akla gelebilecek her türlü kişi ve konuda hafıza kaydı oluşturulmuş. Bir sokağa girdik. İnsanlar oturmuş birasını yudumluyor. Binanın 2. katında pencereden sarkmış bir kişi gördüm. Ünlü yazar Shakespeare’in canlı gibi görünen görüntüsüydü. Başka bir sokakta sosyalizmin kurucu ismi Karl Marks’ın bir zamanlar yaşayıp, ünlü eseri Kapital’i yazdığı bina gözüme takıldı. Söylediğim gibi her şey hafızaya kaydedilmiş. Hiçbir şey unutulmasın, yıllar sonra da hatırlansın diye.
“Covent Garden”, Londra’nın en hareketli bölgelerinden biri. Özellikle hafta sonları iğne atsan yere düşmüyor. Hoşuma giden tarafı, 5-6 katlı binaların tüm cephesinin çiçek saksılarıyla donatılmış olmasıydı. Bir de dikkatime takılan şu oldu. Caddeler boydan boya LGBT bayraklarıyla donatılmış. Türkiye’ de çok tartışılan bu konu, burada sıradan bir tercih olarak görülüyor.
Bir gün, gezinti sırasında, Soho Bölgesi’nde, insanların sere serpe uzanıp güneşlendiği parkın yakınından geçerken dikkatimi çekti. Bir binanın pencerelerinden biri tamamen tuğla duvar örülerek kapatılmış. Nedeni!..1800’lü yıllarda hükümet ağır ekonomik bunalıma çare olarak, bir taneden fazla penceresi olan evlere ek vergi uygulamaya başlayınca, halk pencerenin birine duvar örmek zorunda kalmış. ‘’Acaba bizde de sıra pencerelere kadar gelir mi?” diye düşündük. “Bir orası kalmıştı; olur mu olur!’’ dedik!
Sırada Londra’nın kalbi diyebileceğimiz “Westminster Sarayı”, ünlü saat kulesi “Big Ben” ve “Thames” nehir kıyısını süsleyen dönme dolap, “London Eye” var. “Parlamento Meydanı” ve “Bakanlıklar” var. Bir de tabii Başbakanlık konutu olan 10 numara yani ‘Number Ten’ var. Savaş karşıtı Ukraynalıların, uyuşturucunun serbest bırakılmasını isteyen ama polisin coplamadığı, yeni yetme gençlerin gösterisi var. Ancak, bu sayfada bize ayrılan fazla yerimiz yok. Bu nedenle, satırlara sığmayan her konu için özür dileklerimizle, hoşça kalın diyelim; bir başka yazıda onlara da parmak basmak dileğiyle vedalaşalım...


Bu yazı 3863 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
HABER ARŞİVİ
Henüz anket oluşturulmamış.
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI