Dün bir, bugün iki homurdanmalar başladı.

Yaklaşık altı yıl oldu Yıldırım gazetesini devredeli. Tam altı yıldır İnegöl de basın dünyasından uzak durmaya çalıştım.

Zaman zaman bazı konularda fikirlerimi söylemeye, düşüncelerimi anlatmaya gayret etti isem de, gençler bu işi benden daha iyi yapar düşüncesiyle olayları ve gelişmeleri akışına bıraktım.

Geriye dönüp altı yıl içerisinde yazılan çizilenlere baktığımızda doğrusunu isterseniz İnegöl ün hayrına olabilecek, ele avuca sığacak, insanların dertlerine derman olacak bir şeylerin yapılmadığını, yazılmadığını görürüz.

Görevi kamuoyunun sorunlarını dile getirmek olan bazı basın mensupları üç kuruş menfaat için yalakalık yapmayı, insanlara hizmet etmekten daha değerli görmüş ve maalesef İnegöl yatırım yapılmayan sorunları gün geçtikçe çoğalan bir şehir haline gelmiştir.

Muhalefet görevini yapmayınca, sorunları yansıtacak, kanayan yaraya neşter vuracak, yaptığı haber ve yazıları ses getirecek basın da olmayınca, İnegöl ü yönetenler her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sanıyor.

Bir ülkenin, bir bölgenin kalkınmasında en önemli etken basındır.

Basın hakkaniyet içerisinde görevini yapar, menfaat için idarecilerin önünde takla atmaz, oylat ta veya bir başka yerde birkaç gün ağırlanmayı lütuf saymaz, haysiyetli ve onurlu bir şekilde insanlara hizmet etmeyi ibadet etme şuuru ile yerine getirirse, düzelmeyecek düzeltilmeyecek hiçbir sorun olamaz.

İnegöl ile ilgili ne zaman bir şeyler yazmaya çalışsam ve hele Belediyenin yeterince hizmet yapmadığından bahsetsem, birilerinin maaşlı uşakları malum kesim, utanmadan, sıkılmadan ve de arlanmadan homurdanmaya, hakkımda yazmaya başlar.

Aldıkları bedelin karşılığını vermek, hamilerine hoş görünmek, onların sadık uşakları olduklarını göstermek adına benim yazılarıma cevap yetiştirmeye çalışan seviyesiz ve saygısız zavallılara soruyorum, her ay belediyeden adeta maaş alır gibi para alıyor musun, almıyor musun?

Önce haysiyetli olacaksın, daha sonra da bana laf yetiştirmeye çalışacaksın.

Şairin söylediği gibi “hiç kimse anlayamaz bizim musikimizden, Ve ondan anlamayanlar bir şey anlamaz bizden”.

Hadi oradan be…