Amerikan Yardımı!

Bir taraftan, Doğu Akdeniz’in dalgalı sularında sismik araştırma gemilerimizin hücumbot desteğiyle yürüttüğü “mavi vatan” mücadelesi tüm ciddiyetiyle devam ederken, Okyanus ötesinden 8 ay önce yapılmış saçma sapan bir açıklama gündemin başköşesine oturuverdi.

Trump karşısında 10 puan ileride olan Joe Biden’ın açıklamaları, aslında ABD Başkanı olursa ne yapacağından çok, bugün de “ABD kurulu düzeni” tarafından Türkiye’ye uygulanan planın yüksek sesle itirafı gibi oldu...

 

Aslında Trump da olsa Biden da olsa, ABD’nin diğer ülkelere bakışı hiç değişmez. Sadece kendi menfaatine odaklı bu bakış açısı her ülkede iktidarla birlikte çalışır. Eğer bir biçimde iktidarla çatışıyorsa darbe yaptırır, olmuyorsa kargaşa çıkartır, o da olmuyorsa muhalefetle çalışıp onu iktidar yapmaya uğraşır. Bunun karşılığında yalnızca bir tek şey ister; kendi isteklerinin eksiksiz uygulanması…

Biden şöyle diyor:

“Şu an Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım… Darbe ile değil, seçim süreci ile… Yani şunu göstermemiz lazım. Türkiye, Rusya’ya bağımlı olmayı istemek zorunda değil. Özellikle Doğu Akdeniz’de petrolle ilgili faaliyetler ve görüşülmesi uzun sürecek olan çok sayıda başka şey …“

* * *

Sanki Türkiye, ABD'nin emir kulu... Ülkede yapılan bütün darbelerin altında mutlaka Amerikan parmağı var. 27 Mayıs darbesi, Başbakan Menderes’in Sovyetlerle Türkiye'de elektrik santralleri yapım anlaşması üzerine yapılmıştı. Kurulan 27 Mayıs hükümetinin yaptığı ilk iş Sovyetlerle yapılan bu anlaşmayı iptal etmekti. Daha sonraki darbelerde de ABD parmağı vardı. En son FETÖ darbe girişiminin de ABD'nin desteğiyle yapıldığına birçok örnek sayılabilir.

 

Joe Biden daha önce de Türkiye'yle ilgili ipe sapa gelmez laflar etmiş, her seferinde de özür dilemiş; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı arayarak, sözlerinin yanlış yansıtıldığını söylemişti. Amerikalı uzmanlar, Biden'ın ABD deki Rum, Ermeni, Yahudi kökenli seçmenlerin desteğini almak için bu lafları ettiğini, seçimlerden sonra, eğer kazanırsa, gene Türkiye'den özür dileyeceğini dile getiriyor.

 

ABD Başkanı Trump, Fox News kanalında yayınlanan bir programa telefonla katılarak, Erdoğan ile iyi anlaştıklarını vurgulamış. Bazı devlet başkanlarının zaman zaman Erdoğan'ı aramasını istediklerini, çünkü “Erdoğan'ın kendisini dinlediğini” düşündüklerini kaydetmiş. Bu “dinleme” olayına henüz bizden tepki olmadı. Seçimlere yakın duyarsak sürpriz olmayacaktır.

* * *

Anlaşılan, Biden Türk halkının duygusal tepkilerini yeterince tanımamış. Bu ifadelerin, siyaset piyasasında kendisine uygun yer bulmaya çalışan Babacan ve Davutoğlu’nun tekerine taş koyacağını bilmezmiş gibi, “ Erdoğan’ın oylarına benden 1 puan ekleyin!” demeye çalışmış sanki.

* * *

AKP ile omuzdaşı MHP’nin ortak görüşü, ABD nin muhalefet partileri ile seçim ittifakı içine girme niyetinde olduğu iddiasını yüksek sesle dile getirmek oldu. Bu şekilde muhalefeti köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. Tüm basın organlarıyla desteklenen bu toplu feryat, ülke genelinde yaratılmak istenen ”erken seçim” için algı yaratma çabası olarak görülüp tebessümle karşılandı.

 

Buna karşın, Millet İttifakını oluşturan, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi ise Biden’ın milli iradeye tecavüzüne en sert biçimde tepki gösterdi.

CHP sözcüsü Faik Öztrak: 8 ay önce dile getirilen bu sözlere hükümet kanadından aynı anda hak ettiği biçimde karşılık verilmesi gerekirken, neden bu güne kadar beklendiğini sordu; “Biden, Erdoğan’ın değirmenine su taşımaktan vazgeçsin” ifadesiyle taşı gediğine koymaya çalıştı.

Altın ve Doların tavan yaptığı, işsizliğin dayanılmaz boyutlara vardığı, ekonomisi dibe vurmak üzere olan koskoca ülke, başka derdi kalmamış gibi, hafta boyunca sadece bu saçmalıklara kilitlendi. Sonumuz hayır olur İnşallah!