Bugun...

ON BİR AYIN SULTANI...

Tarih: 17-04-2021 15:20:00 Güncelleme: 21-04-2021 12:19:00

Ramazan ayına on bir ayın sultanı denmesindeki asli sebebi Kur'an-ı Kerim'in bu ay içinde inmeye başlamasıdır.

Zamanın sularında sürüklenip giderken insanoğlu, Kur'an-ı Kerim ile Allahuekber diyerek aklını ve şahsiyetini ön plana çıkartıp öze dair bir varlık arayışını bir ömür sürdürür. Ömrün Ramazan olması tüm inananlar için besmeledir ardından ilahi kelamın muhattabı olmak gelmektedir. Ayrıca İnsanoğlu, tüm zamanların sultanını ağırlamaya ehildir ve sıra emin olma sırasıdır.

Kur’an-ı Kerim insanlığa rahmet olarak inmişken insana vurgu yapmak için orucun bize yazılmasının sebebi de Kur'an-ı Kerim ve Ramazan ayının ikili vurgu yaparak insanlık ile insanın sağlam bir ilişki kurmasını sağlamaktır.

Güvenilir kimlikler inşa edebilmemiz için öz ile yüzeysel arasındaki ayrıma dikkat etmemiz gerekebilir ki şöyle öze dönebilmek duyularımızın yardımı ile idrakimizi ahlaka yöneltmektir.

Bu yönelim ile ahlaka ulaşabiliriz ve en derinlerde sakladığımız iyinin açığa çıkmasını sağlayabiliriz gerekli olan tek şey inançtır.

İnançsızlık sebebi ile günümüzde insanların birbirleri ile ilişkilerini baştan savma tavırlarla sürdürür hal böyle olunca ayların sultanı Ramazan'ı layıkı ile ağırlaması tabiki zor olacaktır. Bu zorluk Ramazandan dolayı değildir Ramazan ayı hoş gelir de bizi birbirine karşı inançsız, ilişkilerde savruk, baştan savma ve güvensiz bulur. Kendi kendimizi düzeltemeyeceğimizi kabul edip İlahi terbiye metodunun formüllerine sığınmalıyız ki hoş gelen Ramazan sonsuz bereketini bizlere bırakabilsin.

Bize Ramazan'dan önce zor gelen neydi? İlahi terbiye neyi aşmamızı ister? Zor olan hayatın kolay yanına alışmamızdır, yüzeysel yaşamaya, varlığa ve zamana şahid olmamaya alışmamızdır, yüzeysel yaşadığımız için hızlandırılmış günlerin esiri oluyoruz ne akıp giden zamana şahid olabiliyoruz ne de gönüllerdeki tüm ilişkileri saman alevi tadından çıkartabiliyoruz.

Bu söylediklerim zordur çünkü insana, gönlü, kalbi, aklı olan insana zulümdür. Bu zulmü aşmamız gerekir. Yüzeyselliğin altında yatan sebebleri bir elek misali eleyerek; güven, iman, özgürlük, adalet, duygularımızı canladırarak, bu zulmü aşabiliriz. Şayet aşamazsak ölmek üzereler.

Biz Ramazan ile ruhumuza yerleşmiş bakterileri temizlemeyi reddetmeye devam ettiğimiz sürece de erdeme ve ahlaka dair duygular bırakın ölmeyi çürüyüp gidecekler yeryüzünde onların ışığına bir daha hiçbir yerde rastlayamadığımız gibi aldatılmış, özü bulamadığımız için nesne olmuş, boş bırakılmış, terk edilmiş zindanlarda özellikle şiddetin esiri olan bireyler olarak şeytanın keyifle yeryüzünde hüküm sürmesini seyredeceğiz.

Bize bir mucize gerekliydi Ramazan gibi bir mucize.

Bu yazı 1523 defa okunmuştur.