Maç kazanmaksa eğer bunun adı Cumartesi günü oynadığımız Ergene Velimeşe maçında elde edilen galibiyet olduğunu söylemek mümkün. Sezon başından bugüne kadar geçen tam 9 maç sonra 3 puanı bir arada görmekle unuttuğumuz galibiyetle tanışmak umarım yeni bir dönemin başlangıcı olur.

Ergene Velimeşe galibiyetine gelinceye kadar ne yapıldıysa maç kazanılamaması tabiî ki ,Yönetimi üzer,taraftarları üzer,kısacası tüm camiayı üzer.13 yeni transfer yapıyorsunuz,takımın başına daha önce denenmiş ve 12 maç sonra gönderilmiş Osman Özdemir’i takımı başarıya taşıyacak beklentisi ile göreve getiriyorsun,Alt yapıdan oluşan oyuncularında yer aldığı bir kadro ile sezona büyük umutlar ile başlıyorsun.Sonra nemi oluyor,her maç sonrasında beklentilerin altında kalana oyuncu topluluğu bir takım karşımıza çıkıyor.

Başarısız diye futbolcu gönderilemeyeceğine göre, başarısız diye teknik direktör Osman Özdemir’i gönderilip,yerine apar topar  Adnan Biçer’ teknik direktör olarak takımın başına getiriliyor.Görünen şu ki Kocaeli spor maçı öncesinde göreve gelen  teknik direktör Adnan Biçer’in  kupa maçıyla birlikte takımın başında çıktığı 5 maçta endişelerimizi giderecek,ne futbol olarak nede sonuç olarak  bir ilerleme  gördüğümüzü söyleyemem. Cüneyt Biçer’in  İlk sınavında Kocaeli spor’a  1-0 yenildik.

Afjet Afyon spor’u kendi sahamızda yenemedik, Seviye olarak bizim altımızda olan Niğde Anadolu ile deplasmanda berabere kaldık. Ziraat Türkiye kupası maçında 3 lig  4 gurupta alt sıralarda yer alan  Sultanbey belediye takımına elendik.Ve ligde tam 9 maç sonra 3 puanın gelmesini sağlayan Ergene Velimeşe maçını 1-0 kazandık.4 puanımız vardı.Bu galibiyetle puanımız 7’ye çıktı.Bu kadar emek verilmiş bu kadar para harcanmış,karşılığında maç ortalaması 1 puana dahi gelmeyen bir durum ortada iken, Ergene Velimeşe gibi takım karşısında alınan galibiyete derin bir oh çekiliyorsa herkesin şapkasını önüne koyup çok iyi düşünmesi gerekiyor.

Çünkü rakibin durumuna  bakarak,kazanılan Velimeşe maçı sadece 3 puan açısından iyidir.Mutlak yeni galibiyetli sonuçlara ihtiyaçımız var.Önümüzde oynayacağımız birbirinden zorlu maçlarda bu futbol mücadelemizi daha üst seviyeye çekmesek işimizin çok kolay olmadığını düşünüyorum.Atı alan  Üsküdar’ı geçmeden kalan 9  maçta eğer puanımızı 18 veya 20 puanın üzerine çıkartmasak ligin ikinci yarısının çok daha zor geçeceğini  şimdiden hatırlatmak istiyorum.

Gelelim Cumartesi günü şehir stadında oynanan İnegöl spor-Ergene Velimeşe maçına. Maçın önemi zaten var olan kötü durum ortaya koymakta idi.Ya kazanılacak ya kazanılacak maçlardan biri olduğunu söymemek mümkün. Rakip Ergene Velimeşe’nin  6 puanı bulunurken, İnegöl spor’un ise 4 puanı vardı.

Yani her iki takımında durumları birbirlerine yakın olduğu bir atmosferde oynanan maçta İnegöl spor’un maçı kazanmak gibi bir zorunluluğu olması ister istemez hem türbinlerde hemde sahadaki oyuncuları gerdiğini söylemek mümkün.Hele tam kupa maçı ile birlikte tam 9 maçtan bir galibiyet dahi alınamamış olmasınında getirdiği ayrı bir sitres bugüne kadar hem oyuna hemde sonuca nasıl yansıdıysa Velimeşe maçında da yaşanacağı tedirginliğin  olması maçın atmosferine etki ettiği kesin.

Teknik direktör Cüneyt Biçer sahaya sürdüğü 11’de küçük oynamalar yaptıysada,zorunlu olarak bu güne kadar şans  bulan oyuncular çoğunlukta olması bizim içinde çok sürpriz olmadı.Maçın kazanılması için futbolcuların var olan sorumluluklarını daha iyi bir oyun ortaya koyarak yerine getirmeleri ile mümkün olduğu maçta İnegöl spor maçın ilk yarısında rakibe gol atabilecek pozisyonlara çok fazla giremedi.

Sadece  Fatih Çıplak,Selimcan Temel ve Denis Taşkesen ile rakip kaleye gönderilen 3 top var başka yok.Maçın ikinci yarısında ise ilk yarıya göre biraz daha fazla tempolu oynayan bir İnegöl spor sahada olunca ortaya daha iyi bir oyun ortaya çıkmış oldu.Orta alanda Selimcan Temel,Denis Taşkesen,Sağ ve sol çizgilerde Fatih Çıplak,Erdem Seçgin’in hareketli olmaları sanki geleçek erken geleçek golün habercisi idi.

Nitekim maçın 48 dakikasında Denis’in kornelinde suskun golcü Abdülkadir’in şansını kıran kafa golü ile yakalanan 1-0’lık sayı üstünlüğü maçın hem havasını hemde kaderini değiştirmiş oldu.Ancak asıl önemli olan bu dakikadan sonra hem skoru korumak hemde bulunursa farkı getirecek golleri atmaktı.

Yediği gole kadar kendi yarı alanından çıkmayan Ergene Velimeşe İnegöl spor yarı alanına daha fazla gelmeye başlaması oyunun farklı hale gelmesine neden oldu.Yenebilecek bir golle bir çok şeyin berbat olacağı maçta İnegöl spor’lu oyuncular mücadele anlamında diğer maçları göre daha doğru işler yapınca,rakibin 1 puan alma hesaplarını ortadan kaldırmış oldular.

Atılan tek golden çok daha net pozisyonların bulunduğu maçta Erdem Seçgin’in üst direkten geri dönen topu,Erdal Kaya,Bünyamin Yavaşoğlu ve Abdülkadir Kuzey’in net diyebileceğimiz bomboş durumda kaçırdıkları gol pozisyonları maçın 1-0 olarak kalmasında rol oynadı diyebilirim.

Herşeye rağmen 1-0’da olsa İnegöl spor’un 3 puanla tanışmasını sağlayan maç olarak geride kaldı.İnegöl spor sadece 1 maç kazandı.Önünde bu yarıda oynayacağı birinden zorlu 9 maç daha beklemekte.9 maçta alınan 7 puan rahatlama açısından kesinlikle yeterli değildir.9 maçtan en az 13 veya 15 puan alınmazsa ligin ikinci yarısı İnegöl spor adına çok daha zorlu geçmesi söz konusu olacaktır.

Bu arada yazımın sonunda şunu da ilave etmem gerekiyor.Teknik direktör Cüneyt Biçer 69 dakikada oyuna aldığı genç oyuncusu Erdal Kaya’ı sırf gol kaçırdı diye  90+6 yeniden oyundan alması yanlışlığı kadar oyuncu yedek kulübesine gelirken,,sözlü olarak bizimde duyduğumuz şekilde  “yazıklar olsun verdiğim şansa” sözlüleri hiçte yakışık almamıştır.Hoca geldiğin günden beri başarı anlamında  ilerleme kaydetmemene rağmen gösterilen sana gösterilen sabrı ne demeli.Geleceği olan bir oyuncuya ulu orta böyle davranamasın.

Bunun yolu oyuncuyu sonra çağırıp,ikaz etmektir.Bu maçta sadece Erdal Kaya’mı gol kaçırdı.Bu maçta Erdem,Abdülkadir,Bünyamin’de kaçırdı.Her oyuncu gol kaçırabilir.Teknik direktör Cüneyt Biçer kendine yakışmayan bu davranıştan dolayı bir özür borcunun olduğunu söylemek istiyorum.Biz  sana ve bu futbolculara haftalardır tahammül ediyoruz.

Bunu da böyle bilesin  “Cüneyt hoca”                                                                                                                                                

 SAYGILARIMLA

Sadullah  ORGAN